Dikkat, bireyin zihinsel uyanıklık gücünü vurgulamaktadır. Etkili bir öğrenme, dikkatin, çalışılan konuya çekilmiş olmasını öngörür. Bu nedenle, bireyin öğrenme yeterliği üzerinde doğrudan etkili olan değişkenlerden birisi "dikkat'tir. Bu bölümde, zihinsel canlılık ve öğrenme ilişkisi ele alınarak; öğrenmeyi güçleştiren dalgınlık ve dalgınlığa neden olan etmenler ile dikkati toplama yolları incelenmektedir. • Size göre, "dikkat" doğuştan mı, yoksa, sonradan mı kazanılır? Neden? • Çalışırken konu üzerinde dikkatinizi kolayca toplayabiliyor musunuz? • Hangi durumlarda dikkatiniz çabucak dağılıyor? Bunları listelemeye çalışınız. • Çalışırken dikkatiniz dağıldığında, onu yeniden konuya çekmek ve yoğunlaştırmak için neler yapıyorsunuz? Düşününüz. • Hangi tür konuları öğrenme isteği duymuyorsunuz? DERLEYEN... (EDİTÖR) İletişim:bilgi@cemalkondu
Bir zamanlarda ünlü bir keşiş vardı. Bir gün, kendisini ziyarete gelen bilgini kabul etti. Bu bilgin kendini çok beğenmişti, durmadan konuşup, keşişe aydınlandığı şeyleri anlat' maya çalıştı. Keşiş sabırla dinledi ve aynı zamanda bilgine çay doldurdu. Çay fincanı çoktan dolmuştu fakat keşiş doldurmaya devam etti ve çay o fincandan taştı. Bunu görünce, bilgin hemen, "Çay taştı!" dedi: Keşiş nazik bir şekilde kendi kendine dedi ki: "Oh, bu çay fincanı çoktan doldu, o zaman daha fazla doldurulmaz." Çok zeki olan bu bilgin gerçeği hemen kavradı. O, kendinden hoşnut ve kibirli davranışını hemen düzeltti ve alçakgönüllü olarak keşişten nasihat dinlemek istedi, sonunda birçok faydalı şey öğrendi. Eğer bir kişi söylediklerinden hoşnutsa, nasıl ilerleyebilir ve kendisini geliştirebilir ki? Bu yüzden kişi alçakgönüllü olmalı, kendinden hoşnut ve kibirli olmasına izin verilmemeli diye söylenir. Çok ünlü bir Saabi öğretisi, "Kibir zarar verir, alçak gönüllülük fayd
İletişimin giderek önem kazandığı ve gün be gün politik önderlerimizin, televizyon ve radyomuzun, gazete ve dergilerimizin, idari ve bilimsel danışmaniarımtzm "sözlerinin ardındaki" gerçeğe ulaşmamız gereken bir dünyada, hepimizin mantıksal irdeleme kapasitemizi geliştirmesi gerekmektedir. Propoganda ve ikna etme teknikleri ustalaştıkça, sapı samandan ayıracak zihinsel donanım da ustalaşmıştır. Bu bölümün kalan kısmı, iletişimin yoldan çıkabileceği on ana alana ayrılmıştır. İletişimin neden "doğru" olmadığının örnekleri ve açıklamaları ve "bununla nasıl başedileceğine" ilişkin bir kısım vardır. DERLEYEN... (EDİTÖR) İletişim:[email protected]
Çoğu amaç için düşüncelerinizi hazırlama ve düzenleme yolunun cümlelerle değil, listeler şeklinde olduğunu bu bölümde şu noktaya kadar anlamışsınızdır. En uygun yol yaratıcı zihin haritası kullanmaktır; çünkü, yaratılan fikirler sadece çok daha fazla sayıda olmayacak, aynı zamanda otomatikman kendi bağlantılı ve mantıklı düzenlerinde yerlerini alacaklardır. Birinci bölümün sonundaki zihin haritasına baktığınızda, yukardaki tekniklerin örneklerini ve hatırlamanıza yardımcı olmakta ne kadar etkili olduklarını göreceksiniz. DERLEYEN... (EDİTÖR) İletişim:[email protected]
Tarihte hemen hemen tüm büyük beyinlerin, dehalarının temelinde yaratıcı hayal güçlerini kullanmış olmaları rastlantı değildir. Einstein'ın kendi kendine keşfettiği hayal gücü oyunlarında farklı fikirleri ele alarak, ataş alıştırmasında özetlenen tarzda, yaratıcı bağlantılar kurduğunu biliyoruz. Bu da, birinci bölümde verilen Einstein örneğini bir kez daha teyit etmektedir. Akıllarının bu yönünü gel düşürmekte başkalarının kendisine katılmasını sürekli rica ediyordu. Fizikokimyacı olan Kekule, yaratıcı hayal gücünü kullanarak benzin halkasının yapısını buldu ve yarışı zandı. Laboratuarda geçirdiği günden sonra, eve gider, şöminenin önünde oturur, yarı uyanık, yarı uykulu, alevlerin ve kömürlerin şekillerinin ona ilham vermesine izin verirdi. Kekule şöyle anlatmıştır: Sandalyemi ateşe doğru çevirdim ve kestirdim. Yine atomlar gözümün önünde oynuyorlardı. Bu sefer küçük gruplar mütevazilikle arka planda kalıyorlardı. Bu tür görüntülerin tekrar
Bu anda yazı ilk okuyuşunuzu tamamlamış, gelecekte sürekli zihinsel gelişiminizi planlamaya hazırsınız. Aşağıdaki satırlarda yararlı bulabileceğiniz birkaç öneri vardır: 1. Bu yazıı birkaç gün bir kenara koyun, sonra onu tekrar alıp okuduğunuz kısımlara hafifçe göz gezdirin. Aklınıza birkaç gün istirahat verdiniz, bu da aldığı bilgiyi "hazmetmesine" olanak sağlayacaktır, ilk bölümleri ilk okuduğunuz zamana nazaran daha bütün bir bilgiyle okuyorsunuz. Dolayısıyla bu bölümleri anlamanız, algılamanız, takdir etmeniz ilk okuduğunuz seferkinden oldukça fazla olacaktır, kişisel ilerlemeniz için yaratacağınız fikirler daha fazla olacaktır. Örneğin, beynin sağ ve sol tarafları ile ilgili kısmı ikinci kez okurken, beyin şemaları, yaratıcı düşünme, özel bellek teknikleri, not tutma, matematiksel yetenekle ilgili "kancalar" beyinle ilgili bilgiyi birbirine bağlayacak, öncekinden çok daha ilginç ve konuyla ilgili gelecektir. Yazıyı göz gezdirirken yapabileceğiniz şeylerden biri,
İnsanoğlu çevreyle baş etmekte aklına dayanmaya ilk başladığı zamandan beri, mükemmel bir belleğe sahip olmak bireyleri güçlü ve saygın kılmıştır. ' Belirli insanların gerçekleştirdikleri şaşırtıcı anımsama başarıları o denli etkileyici olmuştur ki o insanlar efsaneleşmiştir. YUNANLILAR. Bellek ile ilgili bütünleşmiş fikirlerin ilk nerede ve ne zaman ortaya çıktığını söylemek zordur. Ancak ilk ustalıklı kavramların İsa'nın doğumundan altı yüzyıl evvel Yunanlılara atfedilebileceğini söylemek makul olur. Şimdi geçmişe bakınca, özellikle onları ileri sürenlerin dünyanın tanıdığı en